Merhaba Dünya,
– der biri, tepeninin ardından insan sesi yankılanır…- İki bin dört yılından beri – yani okuma yazmayı öğrendikten bir yıl sonra- günlük tutuyorum. Aralarda zaman sıçramalarıyla birlikte, kişisel tarihimin fahrenheitını yaşattığım anlarda var. Böylelikle ortaya boşluklar çıkıyor ve bu günlüklerimde yakın zamanlara dönüp bakmamak gibi bir refleks oluşturuyor. Çünkü içinde kötü bir şeyler olan herhangi bir günü pekiştirmemek için faşist yollar olası. Kendimden […]